PANİK BOZUKLUK
Panik bozukluğun temel özelliği yineleyici nitelikte beklenmedik panik ataklarıdır. Panik bozukluğundaki panik ataklarının ayırt edici özelliği kendiliğinden ve beklenmedik olmalarıdır. Ataklar tipik olarak aniden başlar ve 10 dakika içerisinde doruk noktasına ulaşacak şekilde giderek şiddetlenir. Ataklar yaklaşık 15-20 dakika sürer. Ataklarda çoğunlukla bir tehlike beklentisi veya sonunun geldiği duygusu ve kaçma dürtüsü bulunur. Ataklar sırasında kendini ya da çevresini tuhaf ve farklı hissetme, kontrolünü kaybetme, delirme ya da ölüm korkuları yaşanabilir. Sempatik sinir sisteminin uyarılması sonucu çarpıntı, terleme, göğüste daralma hissi, göğüs ağrısı ya da göğüste yanma hissi yaşanır. Baş dönmesi, sersemlik, dengesizlik hissi, vücutta uyuşma ya da karıncalanma, üşüme, ürperme ya da ateş basması , bulantı ya da karın ağrısı, titreme gibi bedensel belirtiler sıktır.
Panik ataklar kişiyi beklenti anksiyetesi denen, bir sonraki atağın ne zaman olacağı konusunda yoğun bir endişeli beklenti içine sokmaktadır. Ayrıca, panik ataklara karşı fobik kaçınma gelişir ve kişinin hayatını sınırlandırır. Panik bozukluğundaki beklenmedik panik atakların aksine, atağın başlamasını tetikleyen bir durumla ayrılan duruma bağlı panik ataklar çoğunlukla sosyal ya da özgül fobilerde görülür.
Panik bozukluk sık görülen bir rahatsızlıktır. Yaşam boyu yaygınlığı %1,5-3,5 arasındadır. Kadınlarda erkeklerden 2-3 kat daha sık görülür. Panik bozuklukta genetik özellik belirgindir. Kalıtsal yatkınlık oranı % 30-40 arasındadır. Biyolojik kuramlar arasında; noradrenalin sisteminde düzensizlik, otonomik yanıtlarda bozulma, beyin sapında karbondioksit duyarlılığında artış sayılabilir. Panik bozukluğu olan kişiler, aşırı duyarlılık ve fiziksel duyumları yanlış yorumlama gibi bilişsel özellik sergilerler.
Panik bozukluğun ilaçla tedavisinde antidepresanlar, kısa vadeli anksiyolitikler kullanılır. Bilişsel davranışçı tedavi etkili bir seçenektir. Katastrofik düşüncelerin tanınması ve düzeltilmesine odaklanır.