BİPOLAR BOZUKLUK

BİPOLAR BOZUKLUK

  Bipolar bozukluk, depresif, manik ya da karma dönemlerle ve eşik altı belirti ya da belirtisiz ara dönemlerle tanımlanan, yineleyici özellikte, işlev kaybına yol açan önemli bir hastalıktır. Mesleki işlevleri ve kişilerarası ilişkileri bozması, intihar riski, madde kullanımı, yasal sorunlar ve hastalığın sık yinelemesi gibi nedenlerle kişi ve çevresindekilerin yaşamını olumsuz yönde etkiler. Yaşam boyu sıklığı yaklaşık % 1 olarak belirtilmesine rağmen, yapılan son çalışmalar bipolar spektrumun toplumun yaklaşık %6 sını etkilediğini göstermektedir. Bipolar bozukluk genellikle hayat boyu sürer.

  Bipolar tip I, en az bir manik atağın tanımlandığı tekrarlayan duygudurum dönemleri ile belirlenir. Manik dönemler; öfori (coşku hali), grandiyozite (büyüklenme), uyku ihtiyacında azalma ve psikomotor hızlanma ile karakterizedir, bazen psikotik belirtiler de eşlik edebilir. Manik atak tanısı koymak için belirtilerin en az bir hafta sürmesi ve işlevsellikte belirgin bozulmaya yol açması gerekmektedir. Şiddetli olgularda yatarak tedavi gereklidir. Depresif dönemler çoğunlukla daha uzun sürer, şiddeti değişkendir. Tekrarlayan duygudurum atakları arasında tam iyileşme dönemlerinin ve işlevsellikte tam düzelmenin olması bipolar tip I için tipiktir.

  Bipolar tip II, tekrarlayıcı majör depresyon ve hipomani atakları ile seyirlidir. Hipomanik ataklar manik belirtilere benzemekle birlikte aynı derecede belirti yoğunluğu ve sosyal bozulmaya yol açmazlar.

  Bipolar Bozukluk genellikle 15-25 yaşları arasında başlar. Her iki cinste de ilk atak çoğunlukla depresyondur. Sıklıkla ilk manik atak öncesi hastalar bir kaç depresif atak geçirmişlerdir. Bipolar bozuklukta genetiğin önemi ortaya koyulmuştur. Birinci derece akrabalarda hastalığın görülme sıklığı % 3-8, çift yumurta ikizlerinde % 23, tek yumurta ikizlerinde % 79.5 orarındadır.

  Bipolar hastalarda tedavi uyumu düşüktür. Manik- hipomanik dönemlerin iyilik hissi, depresif hastaların motivasyon, dikkat ve bellek problemleri, düşük enerji, iyilik dönemlerinde içgörünün zayıflığı tedavi uyumunu olumsuz etkiler. Mevsimsellik hatalığın seyrinde önem göstermektedir. Mevsimsel özellik olarak hastalar ilkbahar, yaz aylarında coşkunluk yaşarken, sonbahar, kış aylarında ise depresyon ve durgunluk yaşarlar. Özellikle ilkbahardan yaz aylarına geçiş hastalığın alevlenmesi açısından riskli görünmektedir. Erken başlangıç, ailede bipolar öykü, tedaviye geç yanıt, geçirilen atak sayısının fazlalığı, dönemler arasında eşikaltı belirtilerin varlığı, eşlik eden fiziksel ve psikiyatrik hastalıklar, stresli yaşam olayları, hastalıktan öncesi işlevselliğin düşük olması, tedavi uyumsuzluğu, hızlı döngülülük ve kronik gidiş, bipolar bozukluğun seyrini olumsuz etkilemektedir.

  Bipolar bozukluğun akut dönem ve koruma tedavisinde ilaçlar temel araçtır. Duygudurum dengeleyici ilaçlar, antipsikotikler, antidepresanlar, anksiyolitikler atakların ve hastalığın seyrinin doğasına göre kullanılan ilaçlardır. Bir kişide hastalığın ilk on yılında görülen ortalama atak sayısı dörttür. İlk on yılın ardından, hastalık dönemleri arasında ortalama süre yaklaşık 1–2 yıldır. Tedavisiz kişilerde ataklarda sıklaşma, şiddetinde artma ve hastalık dönemlerinde uzama eğilimi vardır. Bipolar bozuklukta psikodinamik psikoterapi, kişilerarası terapi, bilişsel davranışçı terapi, aile terapisi ve grup terapileri ikincil olarak uygulanabilir.